0 332 323 21 58
0 552 743 42 42
Üst kol kemiği (humerus), kürek kemiği (skapula) ve köprücük kemiğinden (klavikula) oluşan, vücudun en büyük eklemi olan ve 4 yöne hareket edebilen omuz eklemi, pek çok yumuşak doku ile birbirine bağlı ve stabil bir hâldedir. Omuz ağrısı, sıklıkla kemikleri çevreleyen ve hareketini sağlayan yumuşak doku zedelenmelerinden dolayı ortaya çıkar. Omuz sıkışma sendromu olarak bilinen subakromial impingement, omuz ağrısı nedenleri arasında en sık görülenidir. Kolun baş seviyesinin üzerine kaldırmasıyla yapılan uzanma ve cam silme gibi hareketler ile oluşan omuz sıkışması, omuz bölgesinde bulunan tendonların, yine bu bölgede bulunan kemik yapılarının arasına sıkışması ile ortaya çıkar. Tendinit ve bursit olarak bilinen rahatsızlıkların oluşumunda ise aynı harekete bağlı olarak sadece bir tendonun ya da rotator kılıfının yaralanması ile oluşur. Omuz ekleminden kaynaklanan ağrıların yanı sıra farklı bölgelerde oluşan rahatsızlığa ait yakınmaların, bu bölgeye yansımasından dolayı da omuz ağrısı görülebilir. Omuz sinirlerinde oluşan iltihaplanma, dolaşım bozuklukları, kalp ve akciğer rahatsızlıkları, boyun fıtıkları, iç organlarda bulunan sistemik sorunlar, torasik çıkış sendromu, tümör varlığı, diyabet, tüberküloz ve fibromiyaljiye bağlı olarak gelişen bazı sağlık problemleri de omuz bölgesinde ağrı hissedilmesine neden olur. Akut olarak gelişen yoğun omuz ağrıları genellikle yanlış harekete bağlı olarak meydana gelen kas ve tendon zedelenmelerinden kaynaklanır. Bu tip durumlarda hekime başvurmadan önce omuz mümkün olduğunca az kullanılarak dinlendirilmeli ve buz uygulaması ile kas dokusu rahatlatılmalıdır. Yaklaşık 15 dakikalık soğuk pres uygulaması, akut olarak gelişen omuz ağrılarının büyük bir kısmını rahatlatır. Omuz ekleminin kullanımını kısıtlamak için yapılan askıya alma işleminden ise mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Bu durum donuk omuz olarak bilinen farklı bir ortopedik rahatsızlığa neden olabilir. Sadece geceleri artan omuz ağrısı ise nadiren, omuz çevresinde oluşan yumuşak doku tümörlerinden kaynaklanabilir. Bazı mekanik problemler, erken dönemde terapi edilmediğinde kısıtlılığa yol açarak, kişinin gündelik hayatını sekteye uğratır ve yaşam kalitesini düşürür. Omuz ağrısının 2 günden fazla sürmesi ve iyileşme eğiliminde olmaması durumunda uzman hekime başvurularak, ağrıya sebep olan etken araştırılmalı ve uygun terapi alınmalıdır.
Omuz ağrısı olarak tanımlanan yakınmalara pek çok etken sebep olabilir. Bu ağrılar omuz eklemine ait sorunlardan kaynaklanabileceği gibi diğer pek çok rahatsızlığın bir belirtisi olarak da ortaya çıkabilir. Bu yüzden omuz ağrısı, sık görülen eklem ağrıları arasında yer alsa da ağrının yeri, tipi ve şiddeti diğer bulgularla birlikte detaylı olarak değerlendirilmelidir. Bu noktada sorunlu kişi muayene öncesinde hekime doğru anamnez vermesi önemlidir. Sorunlu kişinin öyküsüne göre hekim, fiziksel muayene sonrasında ek tetkikler isteyerek ağrıya neden olan durumu ortaya çıkarır ve uygun terapiyi düzenler. Sıklıkla karşılaşılan omuz ağrısı sebeplerinden bazıları şu şekilde sıralanır:
Kişinin hayat kalitesinin düşmesine ve bazı durumlarda günlük işlerini yapmasına engel olan omuz ağrısı, pek çok kişi tarafından karşılaşılan bir durumdur. Genellikle kas zorlanması ve yanlış harekete bağlı olarak gelişen omuz ağrıları kısa süre içinde kendiliğinden iyileşirken, 2 günden fazla süren omuz ağrılarında iyileşme olmaması durumunda hekime başvurmak gerekir. Travmalara bağlı olarak gelişen omuz ağrıları ise acil müdahale gerektirdiğinden, kişi vakit kaybetmeden en yakın sağlık kurumuna başvurmalıdır. Omuz ağrısı şikayeti ile kişi terapi merkezine geldiğinde öncelikle hekim, ayrıntılı olarak sorunlu kişinin öyküsünü dinler. Fizik muayene yaptıktan sonra radyolojik görüntüleme ile omuz bölgesini inceler. Ağrıya sebep olan rahatsızlığın tanısı konduktan sonra uygun terapi düzenlenir. Bazı durumlarda basit ağrı kesici ilaçlar yeterli olurken, bazı vakalar multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Var olan ağrı omuz ekleminden kaynaklanmıyorsa, bu bölgeye vuran ağrının kaynağı bu şekilde belirlenir ve terapiyle ilgili bölüm hekimi ile birlikte düzenlenir.